KARABURUN
KARABURUN
İzmir‘in doğallığından bir şey kaybetmeyen bakir ilçesi Karaburun, nergis kokan sokakları, üç tarafını çeviren Ege Denizi’nin esintisi, şehirleşmeye direnen güler yüzlü insanları, zeytini, zeytinyağı, enginarı ve sakin yaşantısıyla büyük şehirlerde yaşayanların öykündüğü bir bölge.
Adını üzerinde yer aldığı yarımadadan alan Karaburun, yolunun virajlı oluşundan dolayı uzun yıllar sınırlı bir ziyaretçinin uğrak noktasıydı. Urla’dan Karaburun ilçe merkezine ulaşan yolun duble yol kalitesine yükseltilmesi ve viraj sayısının azalmasıyla birlikte önümüzdeki dönemlerde Karaburun’a olan ilginin artacağı kesin.
Karaburun-Gezilecek-Yerler
Karaburun tarihi
Karaburun’un ilk yerleşim yeri olarak ne zaman seçildiği konusunda net bir bilgi yok. Kalkolitik Çağ’dan bu yana insan yaşamının olduğu tahmin edilen Karaburun Yarımadası’nda gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda Tunç Devrine uzanan buluntular, bölge tarihine ışık tutuyor. Karaburun’un bilinen en eski adı ise Mimas.
Homeros’un ünlü eseri Odesa’da Rüzgarlı Mimas olarak geçen Mimas Dağı, günümüzde Bozdağ olarak adlandırılan nokta. Mitolojik tanrılarla savaşan devlerin başında yer alan ve Zeus’u çok zorlayan Mimas’ın üzerine erimiş, çelik ve bakır dökülerek öldürüldüğü ve bir daha uyanmamak üzere gömüldüğü yer de Bozdağ.
Yarımada’nın yıl boyunca rüzgar alması, tarih boyunca rüzgardan yararlanmak için yel değirmenleri yapılması ve günümüzde birçok rüzgar enerji santralinin kurulmuş olması akıllara Rüzgarlı Mimas’ı getiriyor.
Karaburun-Manzara
Mitolojik öykülerde Karaburun
Mitolojiden tanıdığımız, bir su birikintisinde yansımasını gördükten sonra kendisine aşık olan Narcissos‘un, yemeden içmeden kesilip olduğu yerde eriyip nergis çiçeğine dönüştüğü yer de Karaburun’da. Günümüzde kendini aşırı sevmek olarak ifade edilen narsizm de bu kelimeden türemiş. Mis kokulu nergis çiçeği dünyada yalnızca Karaburun Yarımadası’nda yetişen bir bitki.
Nergis
Mimas’tan sonra Stelar ya da Stylarius, Capo Calaberno, Ahurlu ya da Ahırlı ve Karaburun isimleriyle anılan ilçeden Kitab-ı Bahriye’sinde bahseden 16. yüzyılın ünlü denizcilerinden Piri Reis, Yarımada kıyıları hakkında detaylı bilgi veriyor. 17. yüzyılın ikinci yarısında Karaburun’u ziyaret eden Evliya Çelebi bölgede bir cami, bir hamam ve 7 dükkan ile zeytinlik ve bağlardan söz ediyor.
Bölgede MÖ 3 binli yıllardan itibaren varlık gösteren Hititlerin ardından sırası ile Yunanlar, Persler, Romalılar, Bizanslıların egemenliği görülüyor. 1086-1095 yılları arasında Çaka Bey ile Türklerin yönetimine giren Karaburun kısa bir süre sonra yeniden Bizans egemenliği ile yönetilmeye başladı. Beylikler döneminde Aydınoğulları, sonrasında da Osmanlı yönetimine giren Karaburun’un Birinci Dünya Savaşı ardından Yunan işgaline uğradığı dönem hatırlarda.
Karaburun isminin Caleberno’dan (Kaleberno) bozularak geldiğini söyleyenlerin yanında coğrafi bir tanım olarak doğrudan kara ve burun kelimelerinden oluştuğunu söyleyen görüşler de bulunuyor.
Karaburun nerede
Ege Bölgesi’nin batı kıyılarında, Ege Denizi içlerine uzanan, genellikle Urla Yarımadası olarak adlandırılan bölgenin kuzeybatısında konumlanan Karaburun’un doğusunda Urla, güneyinde ise Çeşme bulunuyor.
İzmir kent merkezinden 104 km mesafedeki Karaburun’un batısında, 15 deniz mili mesafesinde Yunanistan’ın Sakız Adası, kuzeyinde Midilli adasının Plomari kasabası ve kuzey doğusunda ise Foça yer alıyor. Karaburun Yarımadası’nın doğu ve kuzey kıyıları İzmir Körfezi’nin giriş bölümünü oluşturduğundan Körfez’e giriş yapan her türlü aracın ilk uğrak noktası Karaburun oluyor.
Izmir-Karaburun
İzmir’in en az nüfuslu ilçesi
17 Eylül 1922’de Yunan işgalinin bertaraf edilmesinin ardından yerli Rumların da bölgeyi terk etmesiyle birlikte nüfusu yıllar içinde giderek azalan Karaburun, 9 bin 812 kişiyle (2017) İzmir’in en az nüfuslu ilçesi unvanına sahip.
Engebeli bir coğrafyaya sahip olması, tarım arazilerinin yetersizliği, ulaşım imkanlarının kısıtlılığı ve iş olanağının bulunmaması nedeniyle genç nüfusun kente göç etmeyi tercih ettiği Karaburun’un yerleşik nüfusunun yaş ortalaması da bir hayli fazla.
Karaburun Gezilecek Yerler
1. Karaburun merkez
Karaburun-Gezi-Izmir
Karaburun ilçe merkezi, Anadolu’da mecburiyet caddesi olarak tarif edilen yerleri andırsa da yine de vakit geçirilecek birkaç kafe ve restoran var. Daha çok resmi dairelerin sıralandığı ilçe merkezi engebeli arazi nedeniyle bol yokuşlu ve kademeli bir görünüme sahip.
2. Karaburun İskele
Karaburun-Iskele
Küçücük ilçenin özellikle yaz aylarında hareketlenen merkezi İskele tarafı. Küçük bir balıkçı barınağını saran cadde boyunca kafe ve balık restoranları konukları ağırlıyor. Sezonda balığa çıkan balıkçıların kullandığı iskelede sabahın erken saatlerinde mezat yapılıyor. Amatör balıkçıların avladığı balıklar da yine burada satışa sunuluyor. Karaburun gezilecek yerler arasında en popüler noktalardan olan İskele, yaz aylarında tatilcilerin gelmesiyle tıklım tıklım.
3. Mordoğan, İzmir
Mordogan-Iskele
Büyükşehir yasasından önce Karaburun’a bağlı tek belde olan Mordoğan, yeni yasayla ilçe merkezine mahalle olarak bağlandı. İsmini muhteşem gün doğumundan alan bu mahalle ilçe merkezine 20 km uzaklıkta. İzmir’e daha yakın olması, ulaşımın Karaburun’a nazaran kolaylığı ve düzlük bir bölgede kurulu oluşu İzmirli tatilcilerin Mordoğan’ı tercih etmesinde en önemli neden.
Yazlık evlerin çoğunlukta olduğu Mordoğan, yaz aylarında tatilci akınına uğruyor. Balık lokantaları, kafeler ve sahil şeridi boyunca keyifle vakit geçirilecek mekanlar Mordoğan’ı tercih edenlerin gözdesi. Karaburun merkeze göre çok daha hareketli olan Mordoğan’da birbirinden güzel plaj ve koylar da mevcut. Merkezdeki Kocakum Plajı, Çatalkaya, Ayıbalığı, Ardıç plajları deniz tutkunları için ideal. Ayıbalığı bölgesinde Akdeniz foku üreme alanları ve mağaralar bulunuyor.
4. Sarpıncık Feneri
Sarpincik-Feneri-Karaburun
İzmir Körfezi’ne giriş yapan bölgede Karaburun’un ucunda yer alan Sarpıncık Feneri, hüzünlü ve etkileyici bir görselliğe sahip. Doğası ve manzarasıyla huzurlu bir köy olan Sarpıncık’ın uç noktasındaki fener güneş enerjisiyle çalışıyor. Fener, deniz seviyesinden 97 metre yükseklikte, körfeze giriş ve çıkış yapan gemilere yol gösteriyor.
Sarpıncık Feneri’nin bulunduğu burundan karşıya bakınca Midilli Adası, sağ tarafa bakıldığında ise Foça görünüyor. 12 metrelik beyaz kulesi, bahçe içerisindeki fener eviyle film sahnesini anımsatan bu güzellik, şehir yaşamından ne kadar uzakta olduğumu anladığım yerlerden biri olmuştu benim için. 12 mil mesafeden görülebilen fener, 1938’den beri hizmet veriyor.